SİTE İÇİ ARAMA

İnsanlardaki sansasyon çeşitleri

İnsanlardaki her türlü sansasyontarihsel gelişiminin ürünü. Hayvanlardaki duyumlardan çok farklılar. Emek ve sürekli iletişim gelişim sürecinde, bir kişi doğru ve ince dokunuş, müzik ve konuşma işitme, renk görüşü geliştirdi.

Psikolojideki duyum çeşitlerini ayırmak alışılmış bir şeydir. Sansasyonların materyalistik, bilimsel görünümü, her zaman, idealistik, bilim dışı bakış açılarıyla karşı karşıya kalmıştır. Mach ve Berkeley gibi sübjektif idealistler ve takipçileri, duyumların bazı maddi kaynaklardan kaynaklandığını inkâr ederler. Maddenin varlığını genel olarak tanımıyorlar; çevremizdeki nesnelerin komplekslerden veya insan sansasyonlarının kombinasyonlarından başka bir şey olmadığını savunuyorlar. Dünyada duyularıyla sadece bir konu olmadığı ortaya çıkıyor. Yani, değişik duyumlar bize çevremiz hakkında farklı bilgiler verir.

Bahsettiğim agnostik görüşler deidealist, çevremizdeki maddi dünyanın varlığını ve insanların duygu ve organları üzerindeki etkisini inkar etmezler, ancak nesnelerin gerçek özelliklerinin elde edilen duyumlarla yansımasının ne derece doğru olduğundan şüpheliler.

Örneğin, bilim adamı Helmholtz,bazı mülklerin sansasyonunun ve bir nesnenin mülkiyetinin aynı olmamasına, sansasyonların durum sembolleri veya şeylerin işaretleri olarak adlandırılması. Sembollerle gerçekte varolan bir şey ve aslında mevcut olmayan bir şey olarak tanımlamak mümkündür. Semboller teorisi, agnosticizmin ortaya çıkışının nedeni olur; başka bir deyişle, kişinin etrafındaki dünyayı doğru bir şekilde yansıttığı şüphesi vardır. Aslında, sansasyon gerçekliğin gerçek bir yansımasıdır. Bu durumda, kişi hakkında çevresi hakkında yanlış bilgi verebileceklerinden farklı sansasyon türleri sorgulanır.

Bilim adamı Johann Müller'in görüşleri çok biliniyordaha fazlası. Bir kişinin, gerçekten var olan çeşitli nesnelerin özelliklerini hissetmediğini, yalnızca kendi duyularının durumunu hissettiğini savundu.

Görüşünün doğruluğunu onaylamak için, Muellerböyle iyi bilinen gerçeklere dayanıyordu: Bir duyu organı üzerindeki farklı uyaranlardan oluşan hareketle, ortaya çıkan his her zaman aynıdır, yani bu organ için spesifik olan şeydir. Örneğin, göze elektrik akımı, ışık veya mekanik tahriş ile hareket ederseniz, o zaman duyu türleri hep aynıdır, görsellerdir.

Diğer taraftan bakarsak, eylem altındaFarklı insan duyuları üzerinde bir ve aynı uyaran, bu duyular için özel farklı duyumlar alırız. Gözleriniz, cildiniz ve kulaklarınız üzerinde elektrik akımı varsa, farklı duyumlar vardır, görsel, dokunsal ve işitseldir. Müller'in mantığına dayanan duyumlarımız, bilincimizden bağımsız olarak var olan hiçbir maddi nesnenin değil, insan duyularının bir tür enerjisinin bir sonucu haline gelir. Burada, önümüzde, psikolojide "duyuların özellikleri" denen şey görünür. Mueller'in görüşlerine uygun olarak, maddi dünyadaki nesnelerin özellikleriyle değil, kendi duyularımızın bulunduğu devletin yansımasıyla uğraşıyoruz.

Mueller'ın bu konudaki birçok eleştirmenişaka yolluysa, eğer haklıysa, o sırada farenin bulunduğu kedinin onu özlememesi gerekir, ama kendi gözlerinde pençelere tutun. Bahsedilen tüm gerçeklere güvenirsek, o zaman Mueller'in yanlış sonuçlarını ele alırız. Farklı bir açıklaması var. Hayvan dünyasının gelişim tarihinden itibaren, duyu organlarının özgüllüğünün, çevreleyen dünya koşullarına devam eden biyolojik adaptasyonlarının bir sonucu olduğunu biliyoruz. Düşük gelişim seviyelerinde yoktu.

</ p>
  • Değerlendirme: