İşletmenin hukuksal düzenlenmesifaaliyetleri, vatandaşların ve tüzel kişilerin, temel amacı kar elde etmek olan kendi risk ve riskleri altında faaliyet yürütecekleri yasal ve yasal olmayan araçlarla birbirine bağlı bir sistemdir ve ana içerik, temel kaynakların üretimi, değiştirilmesi veya yeniden dağıtılmasıdır.
İşletmenin hukuksal düzenlenmesifaaliyetin kendine özgü özellikleri vardır; bunun temelinde, hem özel hem de kamu-devlet çıkarları ve araçlarının geçilmesi söz konusudur. Aynı zamanda, özellikle özel çıkarlar bakımından sözleşme genellikle ana düzenleyici araç ve kamu yararına ilişkin kamu hukuki araçları olarak kullanılmaktadır vurgulanmalıdır.
Yasal düzenlemeningirişimcilik ve sivil hukuk sözleşmeleri ayrılmaz bir şekilde birbirleriyle bağlantılıdır. Özel hukuk açısından, sözleşme bireyler arasındaki etkileşimin başlıca aracıdır. Ancak, buna paralel olarak sözleşme, devlet makamlarının girişimcilik faaliyetinde yasal düzenlemeleri gerçekleştiren en önemli kurumdur. Her şeyden önce, bireyler arasında veya kuruluşlar arasında neredeyse her anlaşma, bir federal, bölgesel veya yerel yönetim tarafından onaylanmış bir veya başka "model sözleşmesi" uyarınca oluşturulmuştur. Bu durumda devlet, bazı ticari ilişkileri cezalandırır.
Daha da fazla olan antlaşmalara ek olarakderece özel hukukun icrasına ait olmakla birlikte, çeşitli alanlarda girişimci ilişkiler, kamu yasası olarak adlandırılan fonların kullanımını ima etmektedir. Bunun bir örneği, sınırlı bir sorumluluk şirketi tarafından, ancak verilen şirketin genel kurul toplantısının rızasının alınması durumunda, büyük bir işlemin tamamlanabilmesi olabilir. Bu durumda devlet, sadece model sözleşmeler oluşturma sorumluluğunu değil aynı zamanda bir prosedürün yürütülmesinin doğruluğunu denetlemek için denetleyici işlevleri de alır.
Böylece, yasal düzenlemeGirişimcilik, özel ve kamusal alanların yakın bir etkileşimini gerektirir. Bir taraftan, vatandaşlar arasındaki etkileşimin yanı sıra, vatandaşlar ile kuruluşlar ve kurumlar arasında maddi malların üretimi ve ticaretiyle ilgili olarak ve diğer taraftan devlet tarafından yaratılan veya yaptırılan yasal düzenlemeler, bu alanın başlıca düzenleyicisidir.
Girişimci faaliyetin yasal düzenlemesinin içeriği ve yapısı konusunda, burada ayırt edilecek üç ana bileşen vardır.
İlk olarak, bu yönetmelik ilişkileri ilgilendirir.doğrudan girişimciliğin yasal kaydı ile bağlantılı. Bu ilişkiler tamamen, vatandaşların kendi risk ve girişimcilik faaliyetlerini yürütmek için anayasa haklarına dayanmaktadır ve uygun yönetim ve kayıt için tüm riskleri ve sorumlulukları üstlenmektedir.
İkincisi, yasal düzenlemeGirişimcilik faaliyeti doğrudan işin kendisi ile ilgili ilişkileri kapsar. Burada daha önce belirtildiği gibi, özel ve resmi devlet düzenlemelerinin bir sentezi var. Aynı zamanda, devlet sadece belirli işlemlerin uygulanmasının doğruluğunu ve yasallığını kontrol etmekle kalmaz, aynı zamanda vergiler, faiz oranları ve diğer araçlar aracılığıyla da, ülkenin iş dünyasının gelişimi üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.
Üçüncü olarak, herhangi bir önemli bir bileşeniGirişimcilik faaliyeti tüketicidir, bu nedenle yasal düzenleme mutlaka bu varlık grubunu içermelidir. Burada aynı zamanda girişimci-tüketicinin doğrudan etkileşimi ile hukuki ihtilaf durumunda devletin en önemli denetim otoritesi olarak müdahalesini birbirinden ayırabilirsiniz.
</ p>